Tutuklama Yasağı

Tutuklama, delillerin korunması, şüpheli veya sanığın kaçmasını önleme vb. gibi nedenlerle geçici olarak başvurulan bir koruma tedbiridir. Türk hukukunda tutuklama mecburiyeti yoktur. Tutuklamanın tüm koşulları gerçekleşmiş olsa da, hakim veya mahkeme tutuklama kararı verme konusunda takdir hakkına sahiptir. Takdir hakkı, şüphesiz yazılı hukuk kurallarıyla, hak ve adalet duygusuyla sınırlıdır. Tutuklama mecburiyeti öngörülen haller bulunmaması İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarıyla uyumludur. Öte yandan, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, tutuklamanın, suçun ciddiyeti ve verilmesi muhtemel cezayla ölçülü olması gerektiğini vurgulamaktadır.

Tutuklama yasağı Ceza Muhakemesi Kanunu m.100/4 ve Çocuk Koruma Kanunu m.21’de düzenlenmiştir. Tutuklama yasağı orantılılık ilkesinin yasa koyucu tarafından göz önünde bulundurulmuş olmasından kaynaklanmaktadır. Basit suçlardan dolayı özgürlüğü kısıtlayan ağır bir tedbire başvurulamaz. Koruma tedbirlerinin hepsi bakımından aranan orantılık ilkesi tutuklama bakımından kanununda özel olarak düzenlenmiştir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve tutuklama nedeninin bulunmaması hâlinde… işin önemi verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması hâlinde tutuklama kararı verilemez. (CMK. m.100/1) O hâlde tutuklama kararı verilebilmesi için ceza ve güvenlik tedbirinin ölçü olması gerekmektedir. Aksi halde verilen tutuklama kararı kanuna aykırı olacaktır.

Yasaya göre, sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama yasağı bulunmaktadır. (CMK m. 100/4). 2004’de düzenlenen eski CMUK hükümlerinde altı ay olarak düzenlenen tutuklama sınırı önce bir yıla sonra 2.7.2012 tarihli 6532 sayılı kanunla iki yıla çıkarılmıştır. 24. 11.2016 tarih ve 6763 sayılı kanundan evvel tutuklama yasağı kapsamında olan hapis cezasının üst sınırı iki yıl ve daha az olan vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlara tutuklama yasağı kapsamında istisna getirilmiştir. Buna göre artık vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar hapis cezasının üst sınırı iki yıl ve daha az olsa bile tutuklama kapsamındadır. O halde CMK kapsamında tutuklama yasağının uygulanabilmesi için; Suçun cezasının adli para cezası gerektirecek suç olması veya hapis cezası üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlardan olması gerekmektedir. Ancak vücut dokunulmazlığına karşı kasıtlı bir suç olmaması gerekmektedir.

Tutuklama yasağı kapsamında Çocuk Koruma kanununda düzenlenen, onbeş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında da, üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı tutuklama kararı verilemez. (ÇKK m.21) Çocuk Koruma Kanunu gereğince çocukların fiillerinden dolayı tutuklama yasağının uygulanabilmesi için; hapis cezasının üst sınırı beş yılı aşmayan suç olması ve onbeş yaşını doldurmamış olması gerekmektedir.CMK kapsamında yapılan düzenlemede yaş unsuruna yer vermemişken ÇKK kapsamında yapılan düzenlemede yaş unsuruna yer vermiş ve hapis cezasının üst sınırını burada beş yıla çıkarmıştır. Zannımca kanun koyucu henüz 15 yaşını doldurmamış çocukların algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmeyeceğini gözönünde bulundurularak bu düzenlemeye yer vermiştir.

Tutuklama yasağı kapsamında değerlendirilen bir diğer hâl ise, kendisine güvence belgesi verilen sanık duruşmaya geldiğinde tutuklanmaz. Güvence belgesi, mahkeme tarafından, gaip olan veya kaçaklığına karar verilen sanık hakkında duruşmaya gelmesi halinde tutuklanmayacağı konusunda verilen belgedir. (CMK m.246; 248/7). Güvence belgesi suç sayılan hangi eylem için verilmişse yalnız o eylemden dolayı tutuklamaya mâni olur. Eylemin tavsifi değişse bile güvence belgesi muteberdir. Örneğin taksirle yaralama suçundan güvence belgesi verilmiş olan kişiye suçun vasfında değişiklik yapılıp suçun kasten yaralama suçu olması halinde dahi yine de güvence belgesi geçerliliğini koruyacaktır. Ancak sanık, hapis cezası ile mahkûm olur veya kaçmak hazırlığında bulunur veya güvence belgesinin bağlı olduğu koşullara uymazsa belgenin hükmü kalmaz. ( CMK. m. 246/2)

Sonuç olarak ;

1- Adli para cezası gerektiren suçlarda,

2- Hapis cezası üst siniri iki yıldan fazla olmayan suçlarda (ancak vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlardan biri olmaması gerekmektedir),

3- 15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan suçlarda,

4- Güvence belgesi verilmesi durumunda tutuklama yasağı uygulanacaktır.

Özgürlüğü kısıtlayıcı bir alana sahip olan ceza hukuku ile ilgili konularda en iyisi bir ceza avukatından yani ceza hukuku ile ilgilenen bir avukattan yardım almanız daha doğru olacaktır.


Yorum bırakın